Dini, kültürel ve tarihsel olarak ifade ettiği sembolik, epistemolojik ve stratejik anlamlar bakımından farklı dinler/milletler tarafından kutsiyet atfedilen ayrıcalıklı konumu ile Beytülmakdis, politik çatışmaların ve kültürel sömürge hayallerinin de merkezi alanlarından biridir. Beytülmakdis’in tarihinin, demografisinin, kültürel hafızasının ve sosyolojik zemininin yeniden inşası üzerinden kurgulanan gelecek tasavvurları, özellikle gerçek ötesi argümanlarla, paradigmalarla ve kavramlarla ortaya çıkan teorilere dayalı kültürel ve zihnî bir işgal anlayışını içermektedir. Bu anlayış bilimsel ve kültürel çalışmalarla desteklenmekte, bazı sözde bilim insanlarınca rasyonalize edilmekte ve meşrulaştırılmaktadır. Söz konusu meşrulaştırmanın yaygın bir etki alanının bulunmasının, bu konuda üretilen kavramların, teorilerin ilmî/bilimsel geçerliliklerinin araştırılmaması ve sorgulanmamasıyla ilgisi olduğu söylenebilir.
Bu bağlamda Beytülmakdis’in tarihini, kültürel ve dinsel kodlarını, kutsiyetini, coğrafi ve stratejik konumunu emperyal amaçlardan bağımsız inceleyecek ciddi bilimsel çalışmalar hem dünya barışı hem de ilmin onurunu korumak adına bir zaruret haline gelmiştir. Beytülmakdis’te işgalin derinleştirilmesiyle eş-zamanlı yaşanan teorik ve kavramsal hareketlilik, epistemik köleliğe teslim olmamış ve sorgulama yetisini kaybetmemiş bilim insanlarına sorumluluk yüklemektedir. Bu bilinç ve sorumluluk çerçevesinde 21-23 Ekim 2022 tarihleri arasında Ankara’da düzenleyeceğimiz “Kudüs’ün Geleceği: Akademik Çalışmalar” konulu sempozyuma siz değerli bilim insanlarının katkılarını beklemekteyiz.