24. ULUSLARARASI BEYTÜLMAKDİS AKADEMİK SEMPOZYUMU
“Akademi ve Siyonizm: Baskılar, Korkular ve İtirazlar”
18-20 Nisan 2024
Mardin Artuklu Üniversitesi, Mardin
Değerli Bilim İnsanları,
Beytülmakdis çalışmaları, bir araştırma alanı olarak kurumsallaşmasının 30. yılı (1994-2024) içerisindedir. Her yıl yapılan Uluslararası Beytülmakdis Akademik Sempozyumu’nun 24.sünü bu yıl Mardin Artuklu Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştiriyoruz. Sempozyumun ana temasını, Gazze’ye yönelik saldırılar nedeniyle, “Akademi ve Siyonizm: Baskılar, Korkular ve İtirazlar” şeklinde belirlemiş bulunuyoruz.
Malum olduğu üzere bilim, günümüz koşullarında, en yaygın ve meşru akademik kurumlar olarak kabul gören üniversiteler aracılığıyla üretilip yaygınlaştırılmaktadır. Kuşkusuz bu işleyişi mümkün kılan organizasyon, çok sayıda -sivil/resmi- aktörün kendi kişisel ya da ideolojik eğilimleriyle dâhil olduğu bir yapı sergiler. Bu nedenle bilimin kendisi kadar, üretim ve yaygınlaşma mekanizması da “değerden arınmış” değildir; aksine politik, ekonomik ve sosyal sermayeleri oranınca etkiye maruz kalır. Başka bir ifadeyle, akademik alan da diğer alanlar gibi, bir mücadele/hegemonya sahnesi olarak varlık gösterir: Bu mecrada nelerin araştırılabileceği, neyin yazılıp çizilebileceği, kimlerin kariyer basamaklarına hangi kriterle dâhil edileceği ya da istihdam edileceği, hangi bursun kimler tarafından kullanılabileceği bu sermayeler tarafından belirlenir. Hatta ABD gibi ülkelerde, üniversitelerin özel sektör/sivillerin fonlarıyla işliyor olması ve fonlayıcıların üniversitelerin akademik işleyişlerine müdahalesi, bu ilişkileri daha da karmaşık hâle getirmektedir.
Bugün, Gazze’ye yönelik saldırılar, bir taraftan dünya kamuoyunda yarattığı infialle; diğer taraftan ise üniversite fonlayıcıları, yönetimleri, akademisyenleri ve öğrencileri arasında yarattığı gerilimle gündemdedir. Fonlayıcılar yöneticileri değiştirmekte, yöneticiler akademisyenleri mobbinge maruz bırakmakta ve akademisyenler de öğrencilere sansür uygulamaktadır. Bu “nöbetleşe baskı/mağduriyet” ise, “Siyonizm”in küresel ağ biçimindeki örgütlülüğünü şeffaflaştıran örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Küresel Siyonist ağın, akademi üzerindeki baskısına direnerek sergilenen Filistin/Gazze ile dayanışma pratikleri, genellikle bedelsiz kalmamaktadır. Sesini “Filistin”den yana yükselten herkes, neredeyse “holokost”un faili/ortağı olarak görülerek “anti-semitizm” söyleminin rehinesine dönüştürülmektedir.
Akademinin, üzerindeki bu hegemonik baskıyı reddederek özgürce bilim üreten ve insani değerleri koruyarak mazlumla dayanışma içinde olunan bir yer olması için, en az Siyonist hegemonya kadar örgütlü, direngen ve cesur olmak gerekmektedir. Mardin’de gerçekleşecek sempozyumun, bu niyetin bir göstergesi olması temennimizdir.
İlgililere saygıyla duyurulur.